The Lobster Yorum

The Lobster: A Dystopian Tale of Love and Conformity

Yönetmenliğini Yorgos Lanthimos’un yaptığı 2015 yapımı The Lobster, distopik bir gelecekte geçen bir kara komedi-drama filmidir. Film, bekar insanların 45 gün içinde bir eş bulmaları gereken bir otelde geçen olayları konu alıyor. Başarısız olanlar, hayvanlara dönüştürülüyor ve ormanda serbest bırakılıyor.

Film, Colin Farrell’ın canlandırdığı David karakterinin hikayesini anlatıyor. David, karısı tarafından terk edildikten sonra otele geliyor. Otelde, bekar insanların eş bulmalarına yardımcı olmak için tasarlanmış bir dizi kural ve düzenleme vardır. Örneğin, insanlar sadece kendileriyle aynı hayvan türüne sahip olan kişilerle eşleşebilirler.

David, otelde geçirdiği süre boyunca çeşitli karakterlerle tanışır. Bunlardan biri, Rachel Weisz’ın canlandırdığı bir kadın olan Anna’dır. Anna, David’in aksine, otelde olmayı seviyor ve bir eş bulmak için elinden geleni yapıyor. Bir diğer karakter ise, Léa Seydoux’un canlandırdığı bir kadın olan Yorgos’tur. Yorgos, otelde kalmak istemeyen ve ormana kaçmayı planlayan bir kadındır.

David, otelde geçirdiği süre boyunca, aşkın ve uyumun doğası hakkında çok şey öğrenir. Ayrıca, insanların toplum tarafından nasıl kontrol edildiğini ve özgürlüklerinin nasıl kısıtlandığını da görür.

The Lobster, aşk, uyum ve özgürlük temalarını işleyen bir filmdir. Film, distopik bir gelecekte geçmesine rağmen, günümüz dünyasına dair de birçok gönderme yapmaktadır. Film, eleştirmenler tarafından beğenilmiş ve birçok ödül kazanmıştır.

Konuyla İlgili Faydalı Siteler ve Dosyalar


Yayımlandı

kategorisi