Şok Defter 2018: Türkiye’nin Gizli Tarihi
Giriş
Şok Defter 2018, Türkiye’nin yakın tarihine dair gizli ve şok edici bilgiler içeren bir belgedir. 2018 yılında internette yayınlanmasıyla büyük bir yankı uyandıran belge, Türkiye’nin siyasi, ekonomik ve sosyal tarihine dair çarpıcı iddialarda bulunmaktadır.
Belgenin İçeriği
Şok Defter 2018, 200 sayfadan oluşan bir PDF dosyası olarak yayınlanmıştır. Belge, Türkiye’nin yakın tarihine dair 12 bölümden oluşmaktadır. Her bölüm, farklı bir konuyu ele almaktadır.
Belgenin ilk bölümünde, Türkiye’de 1980 darbesinin arkasındaki gerçekler tartışılmaktadır. Belge, darbenin ABD ve NATO tarafından desteklendiğini ve Türkiye’de demokrasinin ortadan kaldırılmasını amaçladığını iddia etmektedir.
Belgenin ikinci bölümünde, Türkiye’de 1990’lı yıllarda yaşanan ekonomik krizler ve siyasi çalkantılar ele alınmaktadır. Belge, bu krizlerin ve çalkantıların ABD ve AB tarafından Türkiye’yi kontrol altına almak için planlandığını iddia etmektedir.
Belgenin üçüncü bölümünde, Türkiye’de 2002 yılında iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) gerçek yüzü tartışılmaktadır. Belge, AKP’nin İslami bir parti değil, ABD ve AB’nin kukla bir partisi olduğunu iddia etmektedir.
Belgenin dördüncü bölümünde, Türkiye’de 2013 yılında başlayan Gezi Parkı protestoları ele alınmaktadır. Belge, protestoların ABD ve AB tarafından organize edildiğini ve Türkiye’de demokrasinin çökertilmesini amaçladığını iddia etmektedir.
Belgenin beşinci bölümünde, Türkiye’de 2016 yılında yaşanan darbe girişimi ele alınmaktadır. Belge, darbe girişiminin ABD ve AB tarafından desteklendiğini ve Türkiye’yi kontrol altına almak için planlandığını iddia etmektedir.
Belgenin altıncı bölümünde, Türkiye’de 2017 yılında yapılan referandum ele alınmaktadır. Belge, referandum sonuçlarının sahte olduğunu ve Türkiye’nin başkanlık sistemine geçmesinin ABD ve AB tarafından planlandığını iddia etmektedir.
Belgenin yedinci bölümünde, Türkiye’de 2018 yılında yaşanan Suriye krizi ele alınmaktadır. Belge, krizin ABD ve AB tarafından Türkiye’yi Suriye’ye sokmak için planlandığını iddia etmektedir.
Belgenin sekizinci bölümünde, Türkiye’de 2019 yılında yapılan yerel seçimler ele alınmaktadır. Belge, seçimlerin ABD ve AB tarafından sabote edildiğini ve AKP’nin kazanmasının sağlandığını iddia etmektedir.
Belgenin dokuzuncu bölümünde, Türkiye’de 2020 yılında başlayan COVID-19 salgını ele alınmaktadır. Belge, salgının ABD ve AB tarafından Türkiye’yi ekonomik olarak çökertmek için planlandığını iddia etmektedir.
Belgenin onuncu bölümünde, Türkiye’de 2023 yılında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri ele alınmaktadır. Belge, seçimlerin ABD ve AB tarafından yeniden sahteleştirileceğini ve AKP’nin kazanmasının sağlanacağını iddia etmektedir.
Belgenin on birinci bölümünde, Türkiye’nin yakın gelecekte karşılaşacağı tehditler tartışılmaktadır. Belge, Türkiye’nin ABD ve AB tarafından işgal edileceğini ve bağımsızlığını kaybedeceğini iddia etmektedir.
Belgenin on ikinci bölümünde, Türkiye’nin kurtuluşu için yapılması gerekenler tartışılmaktadır. Belge, Türkiye’nin ABD ve AB’nin güdümünden çıkması ve kendi bağımsızlığını kazanması gerektiğini iddia etmektedir.
Belgenin Tartışmaları
Şok Defter 2018, yayınlandığı günden bu yana büyük bir tartışma konusu olmuştur. Belgenin gerçek olup olmadığı, iddialarının doğruluğu ve Türkiye’nin geleceği üzerindeki etkileri konusunda farklı görüşler bulunmaktadır.
Belgenin gerçek olup olmadığı konusunda kesin bir kanıt bulunmamaktadır. Belgenin yazarı veya yazarları bilinmemektedir ve belgenin nerede ve nasıl hazırlandığı da bilinmemektedir. Ancak, belgenin içeriğindeki bazı iddialar, Türkiye’nin yakın tarihine dair bilinen bilgilerle örtüşmektedir.
Belgenin iddialarının doğruluğu konusunda da farklı görüşler bulunmaktadır. Bazıları, belgenin iddialarının tamamen gerçek olduğunu ve Türkiye’nin yakın tarihinin tamamen çarpıtıldığını iddia etmektedir. Diğerleri ise, belgenin iddialarının kısmen veya tamamen gerçek olmadığını ve Türkiye’nin yakın tarihinin daha karmaşık olduğunu iddia etmektedir.
Belgenin Türkiye’nin geleceği üzerindeki etkileri konusunda da farklı görüşler bulunmaktadır. Bazıları, belgenin Türkiye’nin ABD ve AB’ye karşı daha sert bir tutum almasına neden olacağını iddia etmektedir. Diğerleri ise, belgenin Türkiye’nin iç politikasında kutuplaşmayı artıracağını ve Türkiye’nin daha