Dünya tarihine yön veren savaşlar aslında sinemanın tarihine de yön vermiştir. Savaş konulu filmler genellikle izlenme rekorları kırar ve kendine has bir hayran kitlesi yaratır. Ülkemizde de aksiyon filmleri çok fazla talep gördüğü için savaş filmlerinin izleyicisi hiç eksik olmaz.
Bu yazımızda dünyanın gelmiş geçmiş en iyi savaş filmleri arasından seçilen ilk yirmi filmi yani top 20’yi sizlerle paylaşıyoruz.
İşte Tüm Zamanların En Güzel Savaş Filmleri
Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (1930)
Almanya’da bağnaz öğretmenler genç öğrencileri vatanseverlik duygularıyla kışkırtarak savaşa gönderir fakat savaşın acımasız yüzü bu gençlere dramatik bir ders verir. Bu film en iyi yönetmen ve en iyi film Oscar ödülünü kazanmıştır. Romandan uyarlamadır.
The Dam Busters (1955)
Dünyayı fethetmeye kalkan ve önüne geleni ezip geçen Nazilere karşı çok önemli bir darbe vurmayı hedefleyen Kraliyet Hava Kuvvetleri’nin gizli bir bombalama görevini yönetmesini anlatıyor.
İngiliz askerleri bir köprü yapmak isterken yine İngiliz komandoları bu köprüyü havaya uçurmanın peşinde.
Dünya tarihinin en önemli savaş olaylarından biri olan Normandiya çıkarmasını konu alıyor.
The Great Escape – Büyük Kaçış (1963)
Nazi döneminde hapisten kaçan yada kaçmaya çalışan kişilerin toplandığı bir savaş tutsakları kampında güvenlik önlemleri en üst düzeye alınmış durumda. Fakat bu araziyi iyi tanıyan iki kişi kaçma teşebbüsünde bulunuyor. Ancak kaçtıkları zaman Nazilerin ünlü Gestapo ajanları tarafından doğrudan öldürülme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaklar. Bu film gerçeklere dayanan tarihi bir olaydır ve kaçışa katılmamış ama şahit olan bir tutsak tarafından yazılmış gerçek bir romana dayanır.
Tora! Tora! Tora! (1970)
Tora! Tora! Tora! Japonlar’ın saldırı sinyalidir; bu film Pearl Harbour’a yapılan baskın ve ona uzanan olayları detaylı anlatmakta. Japon emperyalistleri saldırmaya karar verdiklerinde, üst düzey Birleşik Devletler komutanları bu olasılığı görmezden gelir. Amerika’nın en karanlık gününün en etkileyici yeniden canlandırılmasını Tora! Tora! Tora!’da bulacaksınız.Ünlü Pearl Harbour baskınını konu alan olaylar anlatılmaktadır. ABD’nin tarihindeki en karanlık güne tanık olun. “Tora Tora Tora” deyimi aslında Japonya’nın saldırıya başlama sinyalidir.
Almanlar Rusya’ya yanlış zaman ve eksik malzemeyle saldırdığı için çabucak geri çekilmişlerdir. Askerler içinde zekasıyla efsane haline gelen Çavuş Steiner ile şeref madalyası almak için her şeyi yapmayı göze alan bir yüzbaşı Stransky arasındaki inanılmaz çekişmeyi konu alan bir film.
Bir arkadaşlarının düğününde karşılaşan eski yakın dostlar hep birlikte geyik avına çıkıyor. Savaşın atmosferi bu kişiler üzerinde hem fiziksel hem psikolojik derin yaralar açacaktır. Fakat aralarındaki dostluk gerçekten büyüleyici.
Kamboçya’da orduya ihanet edip emrindeki askerlerle bağımsızlığını ilan ederek ayrı bir komün kuran Albay Walter Kurtz (Marlon Brando) oldukça başarılı bir asker olmasına rağmen ABD ordusu onu öldürmesi için Yüzbaşı Willard’ı (Martin Sheen) görevlendirir. Marlon Brando’nun en iyi filmlerinden biri.
Vietnam savaşına giden Amerikalı Chris Taylor’un savaşta yaşadıkları ve askerlerle olan ilişkileri anlatılıyor. Vietnam’a saldıran ABD’li askerler bir süre sonra çok zorlu koşularda hayatta kalma mücadelesi vermeye başlar ve her gün pek çok adamını kaybeder. Aslında filmin konusu savaş yanlısı bir çavuşla barışçıl bir çavuşun çekişmesi üzerine.
Full Metal Jacket (1987)
Yine bir Vietnam savaşı filmi. Aslında bu filmde savaşa başlamadan önce ve başladıktan sonra askeri disiplinin askerleri nasıl etkilediğini anlatıyor. Savaşın gerçek yüzünü görecek ve acısını en derinden hissedeceksiniz.
Bu film Vietnam savaşındaki askerlerin psikolojisiyle alakalı. Savaşın ciddi ve sıkıntılı havasının yarattığı baskılardan askerleri korumak isteyen ABD ordusu ünü bir DJ olan Adrian Cronauer’i sabahları radyo şovu sunması için özel olarak getirtir. Bu DJ yaptığı şakalar ve anlattığı fıkralarla savaşın atmosferini yok eder ve askerleri inanılmaz eğlendirir. Fakat bu durum bazı üst düzey askerleri rahatsız etmeye başlar.
Saving Private Ryan (1998)
2.dünya savaşında üç oğlu ölen bir anne dördüncü oğlunun sağ olarak dönmesi için dua eder. Bunun farkında olan ABD ordusu büyük bir operasyona başlayarak bu annenin hayatta kalan son oğlu olan er James Ryan’ı kurtarmaya çalışacaktır. Sonuç olarak tek bir akseri kurtarmak için bir sürü askerin hayatı tehlikeye atılır.
Birleşmiş Milletler Somalide yaşanan açlığı önlemek için gıda yardımı gönderir fakat Mohamed Farrah Aidid bu yardımları toplatarak onbinlerce kişinin ölmesine neden olur. Bunu engellemek isteyenler özel bir ekip kurarak Aidid’in en önemli iki adamını bir binada kıstırıp yakalamaya çalışacaktır. Helikopterle şehre inilecek 45 dakikada adamlar yakalanacaktır. Fakat helikopter vurularak düşer ve işler dramatik bir hal alır. Binlerce Somalili karşısında birkaç asker yaşam mücadelesi verecektir.
Pearl Harbour (2001)
Körfez savaşında rahat bir görevi olan Jarhead aniden aktif bir göreve alınarak sırtında bir çanta ve elinde bir tüfekle tek başına çöllere düşer. Üstelik nereye gittiğini bile bilmemektedir.
The Admiral (2008)
Rusya’da yaşanan Bolşveki devrimine karşı savaşmak için Beyaz Ordu’nun başına geçen Amiral Aleksandr Vasiliyevich’in duygusal ilişkileri konu alınmaktadır. Küminist hükümeti taraflı bir biçimde eleştirdiği için tepki toplayan bu film Rus tarihçiler tarafından da eleştirilmiş olup Bolşevik Devrimine farklı bir açıdan bakmaktadır.